Tuesday, July 23, 2013

TKP/ML TİKKO Declaration

TKP/ML TİKKO Dersim Bölge Komutanlığı: HALKIMIZA!

Kaypakkaya-Partizan
23 Haziran günü Dersim Ovacık’ta TKP/ML TİKKO gerillaları tarafından tutuklanarak alıkonulan ve 16 Temmuz günü yaşamını yitiren Cemal Beyazgül’ün, geçirdiği kalp krizi sonucu yaşamını yitirdiği belirtildi. Elimize e-posta yoluyla ulaşan olayla ilgili 17 Temmuz 2013 TKP/ML TİKKO Dersim Bölge Komutanlığı tarafından yapılan açıklamayı güncelliğinden kaynaklı paylaşıyoruz:

HALKIMIZA!

Bilindiği gibi 23 Haziran 2013 tarihinde saat 15:30 sıralarında, Ovacık kırsalında Cemal (Alişan) Beyazgül adlı şahıs gerilla birimlerimiz tarafından tutuklanmıştır. Adı geçen şahıs 25 Nisan 2000 tarihinde Ovacık-Mercan bölgesinde gerilla birliğimize yönelik düşman operasyonu sonucu Yusuf Ayata, Hasan Akyol, Fehiman Bozgurt, Umut İl, Fikret Vural, Zeynel Erdoğan ve Mustafa Toptaş adlı yoldaşlarımızın şehit düşmesi ile ilgili soruşturma kapsamında tutuklanmış ve sorgusu yapılmaya başlanmıştır. Sorgusunun devam ettiği süreçte 16 Temmuz 2013 tarihinde sabah saatlerinde nedeni bilmediğimiz ve ancak hastane koşullarında netleştirilebilinecek bir nedenden ötürü kriz geçirerek yaşamını yitirmiştir.
En baştan belirtmemiz gerekir ki; bahsi geçen şahsın bu şekilde ölmesi ve bu şahıs nezdinde yürütülen sorgulamanın bu şekilde sonlanması kesinlikle bizim tercihimiz olmamıştır. Nihayetinde her ne sebepten ötürü olursa olsun tutuklanmış ya da esir alınmış herkesin güvenliğinden Partimiz sorumludur. Öte yandan Partimizin ideolojik çizgisinin bir ürünü olarak alıkonulan hiç kimseye işkence, küfür, hakaret, aşağılama vb. tutumlara girilmemektedir. Partimizi tanıyan herkes bu konudaki pratiklerimizden haberdardır/haberdar olmalıdır.
Alıkonulduğu günden yaşamını yitirdiği güne kadar, toplam 24 gün boyunca Cemal Beyazgül adlı şahısa yukarıda kısaca özetlediğimiz anlayışa uygun biçimde davranılmıştır. Hiçbir biçimde işkence ya da kötü bir muameleye maruz kalmamıştır. Ancak şahsın sağlık durumu sorgu sürecinin istediğimiz biçimde sonuçlanmasının önünde ciddi engel yaratmıştır. Sorgu süreci boyunca üzerine atılan tüm suçları reddetmesine rağmen, her seferinde farklı ve çelişkili anlatımlarda bulunması, birçok kez yalan söylemesi ve güvensiz bir duruş sergilemesi nedeniyle ne aklanabileceği ve ne de serbest bırakılabileceği bir durum olmamıştır. Ancak sorgulanan şahsın sağlık durumunun gerektirdiği biçimde sorgu sürecinin daha uygun bir ortamda devam etmesi için gerekli özenin tarafımızdan gösterilmemiş olması öz eleştirisi verilmesi gereken bir konudur. Serbest bırakılma koşullarının olmadığı durumlarda alıkonulan şahsın sağlık durumuyla ilgili gereken özen ve ciddiyetin gösterilmesi önemlidir. Olay nezdinde tam anlamıyla bir önemsememe durumu yaşanmasa da sonuçtan da görülebileceği üzere koşullar yeterli düzeyde sağlanamamıştır. Elbette savaş koşullarında ve gerilla ortamında bunun sınırları vardır. Ancak Partimiz bu konudaki eksikliğini görmekte ve özeleştiri vermektedir.
Öte yandan yukarıdaki özeleştirel yaklaşımımız ve ortaya çıkan sonuç, olayın ciddiyetini ve bahsi geçen şahsın tutuklanma nedenini gölgelememelidir. Yedi yoldaşımızın şehit düştüğü Mercan çatışması, düşmanın halk içindeki örgütlü çalışmasının bir sonucudur. Sivil unsurları aracılığıyla yürüttüğü istihbarat çalışmaları sonucunda düşman, yoldaşlarımızın yerini tespit etmiş ve düzenlediği operasyonla gerilla birliğimizin tamamını katletmiştir. Olaya ilişkin yürüttüğümüz soruşturmada bütün ok işaretleri Cemal Beyazgül’ün düşmanın halk içindeki sivil istihbarat örgütlemesinin bir parçası olduğunu göstermektedir. Çıkan çatışmada yoldaşlarımızın tamamının şehit düşmüş olmasının getirdiği kanıt toplama zorluğu ve şahsın kendisinin de samimi ve dürüst yaklaşmaması gibi durumlar, olayın tüm çıplaklığıyla açığa çıkmasını engelleyen nedenler olsa da hiç istemediğimiz bir biçimde yaşamını yitiren şahsın şüpheli olmasının önünde engel değildir, olmayacaktır da. Suçlu olup olmadığı, hala devam eden soruşturmanın sonuçlanmasından sonra netleşmiş olacak ve halkımızla paylaşılacaktır. Bu soruşturmanın tamamlanmasında ve doğru sonuçlara ulaşılmasında bir sorumluluk da halkımıza aittir. Dolayısıyla halkımız da bilgilerini Partimizle paylaşmalı ve üzerine düşen bu sorumluluğu bu şekilde yerine getirmelidir.
Bilinmelidir ki, düşmanın halkımız içinde sivil uzantıları aracılığıyla çeşitli örgütlenmeler oluşturmasının tek ve esas amacı devrimci örgütlere karşı mücadele yürütmek değildir. Bu da dahil olmakla birlikte, esas olarak halk içinde güvensizlik yaratmak, halkı parçalara bölmek dolayısıyla kendisine karşı birleşmiş, örgütlü bir halk gerçekliğinin yaratılmasını engellemektir. Bu amaç doğrultusunda ajan örgütlemek, işbirlikçiliği yaygınlaştırmak, ihbarcılığı teşvik etmek, halkımızı ihbar etmeye zorlamak gibi birçok çalışma yürütmektedir. Bu çalışma çerçevesinde elindeki her türlü maddi ve manevi olanağı kullanmaktan geri durmamaktadır.
Halkımız kendi tarihinden de iyi bildiği bu gerçeklere karşı uyanık olmalı, her daim birliğini ve örgütlenmesini güçlendirmeye çalışmalı, düşmanın bu tür çalışmalarına karşı çıkmalı, teşhir etmeli, düşmanla şu ya da bu şekilde ilişki içinde olan herkesi uyarmalı ve gerektiğinde tecrit etmeli, ilişkisini kesmelidir. Partimiz, düşmanın ajan-işbirlikçi politikasına karşı halkımızla birlikte mücadele etmede ısrarlı ve kararlı bir duruş sergilemeye devam edecektir.
Düşmanın ajan-işbirlikçilik politikasına karşı son dönemlerde yürüttüğümüz çalışmalar halk içinde bazı yanlış yorumların oluşmasını beraberinde getirmiştir. Geçen yıl, Partimizin askeri kurumlara erzak vb. taşınmaması yönlü kararına uymaması sonucu Süleyman Beyazgül’e ait araç yakılmış, içinde bulunan Deniz Doğukan Beyazgül adlı şahıs alıkonulmuştu. Bu yıl 23 Haziran’da Cemal Beyazgül’ün tutuklanması ile yukarıda bahsettiğimiz olayın birbiriyle ilgisi bulunmamaktadır. Her iki olayda da yöneldiğimiz şahısların aynı aileden olması, Partimizin bu aileye karşı bir yönelim içinde olduğu gibi son derece yanlış yorumların yapılmasını getirmiştir. Açıkça söylemek gerekir ki, Partimizin ne bahsi geçen aileye ve ne de başka herhangi bir aileye karşı bir yönelimi olmamıştır. Olamaz. Sorunumuz aile ile değil bu aileye mensup olan ve düşmanla şu ya da bu düzeyde ilişkisi bulunanlarladır. Hangi aileden ya da aşiretten olursa olsun, düşmanla ilişki içinde olan, ona yardım eden, destek veren kim varsa Partimizle sorunu var demektir. Bunun dışındaki her türlü yorum, halkımızın birliğine zarar vermekte ve ancak düşmana yaramaktadır. Dolayısıyla halkımız, bu yönlü her türlü yoruma, dedikoduya inanmamalıdır, karşı çıkmalıdır.
Son olarak tekrarlamak gerekirse; genel olarak düşmanın ajan, işbirlikçilik politikasına karşı yürüttüğümüz mücadele, özel olarak da Cemal (Alişan) Beyazgül’ün hala ŞÜPHELİ durumunda olduğu ve yedi yoldaşımızın şehit düştüğü Mercan Çatışması olayına ilişkin yürüttüğümüz soruşturma devam edecektir. Bunun yanında Cemal Beyazgül’ün yaşamını yitirmesi olayına ilişkin verdiğimiz özeleştiriyi halkımızla daha geniş çapta tartışmayı, halkımızın eleştiri ve önerilerini almayı özel bir görev olarak gördüğümüz bilinmelidir. Her türden eksiklik ve hatasına karşı dürüst ve samimi olmayı ilke bilen Partimiz, bundan önce olduğu gibi bundan sonra da bu ilkeye sıkı sıkıya bağlı kalacaktır.   
TKP/ML TİKKO   Dersim Bölge Komutanlığı
17 Temmuz 2013

No comments:

Post a Comment